Friday, January 27, 2006

TUGLALAR

TUGLALAR
Arkadasim Asu' dan gelen bu mail hosuma gitti ve sizinle paylasmak istedim...:)
Cami acik bir odaya 100 kadar tuglayi belli bir sekilde dizili birakin.
Daha sonra odaya 2 veya 3 aday gonderin ve kapiyi kapatin.
Onlari kendi hallerinde birakin ve 6 saat sonra odaya giderek durumu analiz edin.
Eger tuglalari sayiyorlarsa muhasebe bolumune yerlestirin.
Eger tuglalari tekrardan sayiyorlarsa denetciler bolumune yerlestirin.
Eger odanin her yanina tugla sacmislarsa muhendislige yerlestirin.
Eger tuglalari garip bir duzende siralamislarsa planlama bolumune yerlestirin.
Eger tuglalari birbirlerine atiyorlarsa operasyonlar bolumune yerlestirin.
Eger uyuyorlarsa guvenlik bolumune yerlestirin.
Eger tuglalari parcalara ayirmislarsa bilgi teknolojileri bolumune yerlestirin.
Eger bos bos oturuyorlarsa insan kaynaklari bolumune yerlestirin.
Eger bir cok farkli kombinasyon denediklerini soyluyorlar ama bir tuglayi bile yerinden kipirdatmamislarsa satis bolumune yerlestirin.
Eger odada degillerse pazarlama bolumune yerlestirin.
Eger camdan bos bos disari bakiyorlarsa stratejik planlama bolumune yerlestirin ve son olarak eger birbirlerine biseyler anlatiyorlarsa ve tek tugla bile yerinden oynamamissa onlari tebrik edin ve ust yonetime yerlestirin...
(Kaynak: bilinmiyor)

Wednesday, January 25, 2006

FRP YI BILIR MISINIZ?


FRP YI BILIR MISINIZ?


Bu filmi izlemek istiyorum. Fantastik kurgulu filmler ve kitaplar cok hosuma gidiyor. Harry Potter ve Yuzuklerin Efendisi de bu yuzden favorilerimden.
Gecen gun filmin sahne arkasini gosterip aktorlerle roportaj yaptilar. Oyuncular bircok sahne de hayal guclerini kullanmak zorunda olduklarini belirtmislerdi.
Hayal gucunu harekete gecirmek, gercek dunyayi birakip baska dunyalar da gezintiye cikmak hemen hemen hepimizin hosuna gider. Ama yas ilerledikce hayal kurma gucu dusuyor sanirim. Hayatin gerceklerini daha iyi kavramamiz ve zaman kisitligi gibi sebepler yuzunden bazen hayal kurmayi unutuyoruz.
Bir ara arkadaslarla toplanip FRP (Fantasy Role Play) oynardik. Esim bu oyundan ilk bahsettigin de pek aklim yatmamisti. Ama oynamakta israr edip bu is icin ozel cafeler oldugunu soyledigin de meraklanmaya basladim.
Birgun bana Besiktas' ta Saklikent diye biryerde frp ile ilgili bir convention oldugunu, frp ile ilgilenlenlerle tanisabilecegimizi, oyunu nasil oynadiklarini gorebilecegimizi soyledi. Biz yollara dustuk sozuedilen yere geldigimiz de ilk izlenimim "benim burada ne isim var oldu" gelenlerin cogu ucuk kacik tiplerdi. Saclarinin uclari pembe boyali olan bir bayan, bolca uzun sacli, sakalli ve siyah giyinmis erkek... Ne olacagini merak etmeye basladim garip birsekilde alisik olmadigim bu ortamdan rahatsiz olmuyordum aksine bu degisiklik hosuma gitmisti. Gelenler biryere not edildi. Sonra gruplar olusturuldu 6-7 kisilik veya daha az- cok kisili gruplar. Esimin daha once anlattigi kadariyla kabataslak neler olacagini biliyordum.
Oyunu DM dedimiz bir kisi yonetiyordu. DM in bu oyunlar icin degisik hikayeleri olmasi gerekiyordu. Hikaye her turlu olabilirdi. Uzay cagin da gecen bir hikaye, 1.Dunya Savasin da gecen bir hikaye ya da yuzuklerin efendisi tarzi fantastik dunyalara ait hikayeler, benim en sevdigim tur en son soyledigim.
Oyuncularin secebilecegi degisik karakterler var; ranger, ork, bard, thief, sorcerer, paladin, dwarf gibi daha bir suru secenek ayrica bunlarin yaninda kendinize birde irk belirlemeniz gerekiyor; human, elf, ork, half-elf ilk aklima gelenler...
Butun olusturulan karakterlerin kendine gore bastan belirlenmis yetenekleri var. Benim favorim elf-sorcerer, bu karakter buyu yapabiliyor, elf oldugu icin uzun yillar yasayabiliyor, uyumadan meditasyon yaparak kendini dinlendirebiliyor, level atladikca yapabileceginiz buyu kapasitesi genisliyor. Frp sayesin de tanidigimiz arkadaslarimizdan biri sorcerer karakterine oyle bir kaptirmis ki kendine bir buyu kitabi hazirlamis, tesadufen ustune cay dokulup sayfalar sararinca hosuna gitmis ve diger sayfalara da bu yolla daha mistik bir hava katmayi dusunmustu. Oynadigi karakterlerin resmini ya da oynadigi dunyanin haritasini cizenler var. Ben haril haril karakterime uygun isim arayisina girmistim.
Gelelim oyunun nasil oynandigina. Oncelikle bu oyunla ilgili yurtdisin dan getirtilen kitaplardan temin etmeniz gerekiyor. Orda bahsettigim karakterlerle neler yapilip neler yapilamayacagi ile ilgili detayli bilgiler var. Onun yaninda degisik sekilli bir zar setinizin olmasi gerekiyor.
Sonra Dm hikayeyi anlatmaya basliyor. Su ana kadar su olaylar oldu, siz koyden kacirilan cocuklarin izine dustunuz, bir magaradasiniz karsiniz da bir ork var ne yapicaksiniz? diye soruyor mesela.
Size sira geldigin de ne yapacaginizi soyluyorsunuz. Diyelim ki buyu ile etkisiz hale getirmek istediginizi soylediniz. Hangi buyuyu atacaginizi soyluyorsunuz Dm zar atiyor ve buyunun ork beyefendiye ne kadar etki edip etmedigini soyluyor. Buyunuz orku oldurebilecegi gibi orkun ozeliklerine gore kilina bile zarar gelmeyebilir. Ya da soyle en hizlisindan bir ok gondermek istiyorsunuz atacaginiz zara gore ok kalbine de saplanabilir, yanindan da gecip gidebilir. Tamamen hayal gucunuzu kullanabileceginiz bir oyun.
Tabi gormeden anlattiklarim biraz sacma gelebilir ama oynarken eglenebileceginiz zaman zaman gulmekten karniniza kramplar girmesine neden olan bir oyun. Tiyatro gibi dusunebilirsiniz, kendiniz oynuyorsunuz ve rolunuzu kendiniz belirliyorsunuz.
Bu oyun ilk defa , savaslardan yeni cikip hayatlarina biraz olsun eglence katmak isteyen insanlar tarafindan bulunmus. Para yok,sinema yok, tv yok kitap yok, iki gobek atabileceginiz yerler yok dusunmusler tasinmislar ve toplanip boyle bir oyun oynamaya karar vermisler. Herhangi bir maliyet gerektirmiyor sermayeniz hayal gucunuz.
Biz oyunu ogrenince etrafimizda ki arkadaslarimiza da anlattik onlarin da hoslarina gitti ve ev ortaminda oynayabilecegimiz bir grup olusturduk, kendimizi kaptirip sabahlara kadar oynadik.
Ben oyunu en basit sekliyle anlatmaya calistim, aranizda daha onceden oynayanlar varsa ne demek istedigimi daha iyi anlayacaktir.
Cafe de gordugum insanlara gelince, hepsinin bilgili ve iyi insanlar oldugunu, dis gorunusun hic onemli olmadigini birkez daha ogrendim.
Bir filmden nerelere geldim. Frp oyununu tanitan ve sevdiren herkese cok tesekkur ediyorum. Kekse imkanim olsa oynamaya devam edebilsem. Pc de oynayabileceginiz turleri de var ama hicbiri yuzyuze oynadiginiz anda ki heyecani vermiyor...

Monday, January 23, 2006

DO-DO-DO-DONUYORUM!!!


DO-DO-DO-DONUYORUM!!!

Dogumdan sonra menopoz gecirdigimden suphelenerek fazla sicaga dayanamayan, terlemekten sikayet eden ben bugun donuyorum bu nasil soguktur boyle brrrrrrrrrrrr..
Isyerin de kaloriferler arizaliymis sanki bahar havasindaymisiz gibi ilik ilik yaniyor oturdugum yerde mouse tutan elim donup kalicak sanki.Birde arkadasla alisveris krizimiz tuttu, evet bu sogukta siritarak gezdik ortalikta. Mutluluktan degil tabi soguktan...Neyse ki alicak birseyler bulabildik bosa gezmedik yani.Allah disarda kalanlara yardim etsin.
Sicacik evlerimiz ve yemeklerimiz oldugu icin de sukurler olsun...Aslinda bu havada en iyi yapilacak sey sicacik cayimiz ya da nescafemizi, elimize de kitabimizi aldiktan sonra kalorifere en yakin koltuga kivrilmak olurdu. Bu soyledigim evde kucuk cocugu olmayanlar icin tabi. Mesela oglusumla boyle birsey yapmaya niyetlensem bir eliyle cayima digeriyle kitabima ayni anda saldiriya gecer ben de nereye kacicagimi sasirirdim.
Nasil bu kadar eli cabuk olabiliyorlar hayret ediyorum aninda orda, burda ve heryerdeler:) Cocuk kismisi bir alem Cem Yilmaz' in " baska bir dunyada yasiyorlar, bitkisel hayatta onlar" dedigi kadar var yani.
Gecen gun su siparisi verdim geldi, aldik damacanayi mutfaga koyucaz bizim ki eline kapmis kucuk bir bicagi , bicakli katiller gibi geliyo; tabi sakayi olay gectikten sonra yapabiliyorum zira olay aninda tepemden kaynar sular dokulmus gibi bir hisse kapilip olanca hizimla duruma el koymakla mesguldum. Damacanin kapagini acicakmis onunla gayet masum bir amaci varmis yani oglusumun, kas yaparken goz cikarma deyimini dogru cikarmamaya ugrasirken bunu dusunemiyorsunuz tabi :)
Bu aralar Black Eyed Peas' in " Pump It" parcasina taktim dinlemediyseniz tavsiye ederim, bayramda kusenim gelip birkac mp3 download etti saolsun boyle gencler olmasa yeni parcalardan bihaber olucaz, bir de Bob Sinclair " Love Generation" parcasi vardi download edilenler arasinda. Dun Mtv de 20 parcalik muzik listesini takip ederken Love Generation' un 10.sirada oldugunu gordum aslinda daha iyi bir yeri hakediyor ama neyse oyle olsun bakalim... Kaiti Garbi' nin "Esena Mono" sundan bahsetmeyi de unutmamak lazim, bu parcayi bulabilmek icin birkac gun ugrastim cunku ne sarkinin ne de soyleyenin adini bilmiyordum saolsun esim bulmus da muradima erdim. Benim gibi hareketli parcalardan hoslaniyorsaniz siddetle tavsiye ederim. Yunanca bir parca ve cok hos dinlerken yerinizde duramiyorsunuz...

Friday, January 20, 2006

ASK NE KADAR SURER?

ASK NE KADAR SURER?

Dun aksam haberlerden birindeydi sanirim balik hafizaligim iyice artiyo, askin omrunun ne kadar oldugunu sordular yoldan gecen insanlara kimisi bilemedi kimisi de uzun suredir evli olduklarini ve asklarinin hala surdugunu soylediler...
Bilimadamlarinin arastirmalarina gore 7 ay suruyormus nasil tespit ettilerse artik. Bende oturup dusundum bu ask ne kadar suruyor acaba diye...
Bence sevgi, ask ve aliskanlik birbirine karistiriliyo. Ilk olarak hoslandigimiz kisiyi her gorusumuz de icimiz kipir kipir olur, kalbimizin ritmi hizlanir, kanimiz cekilir ve sicak havada bile " sen titriyorsun?" sozcugunu duyariz cogunlukla, aklimiz hep asik oldugumuz kisiye endesklenir; " simdi ne yapiyordur" sorulari dolanir kafamizda halbuki sanane di mi ne yaparsa yapsin...
Sonra o kisiyi tanidikca belki artik kisiligini cozup merak edecegimiz birsey kalmadigindan her gordugumuzde onceki gibi heyecanlanmayiz kalbimiz gum gum atmaz ama gozlerimizin ici guler, yaninda olunca huzur duydugumuzu farkederiz, birlikte birseyler yapmak keyif verir. Birlikte gecirilen zamanlar az gelir, bir daha ki bulusmayi sabirsizlikla bekleriz.
Peki evlilik oldugunda ne olur? Gormek icin heyecanlanmaniz gerekmez cunku butun gun gorursunuz, birlikte gecirilen zamanlar bol oldugu icin paylasim azalir herkes bir kose de baska islerle ugrasir :) Evli olupta kocasini her aksam isten eve geldiginde kalbi yerinden cikicakmis gibi karsilayan bir insan oldugunu zannetmiyorum belki de yaniliyorumdur? Icinizden bazilari "hadi be sende..." diyordur belki de....
Ama zaman gecince ask yerini sonsuz sevgiye birakir, sevgi hic bitmez ve yillar gectikce aliskanlik yaratir evet sevgi aliskanligi, onun olmadigi bir hayati dusunmek istemezsiniz, her sabah kalktiginiz da gordugunuz daginik kafayi arar gozleriniz. Kalbinizi heyecan yerine sonsuz bir huzur kaplar. Eskisi gibi jestler, cicekler, cikolatalar yoktur belki ama evin icinde olmasi bile yeter insana.
Evet simdi birkez daha dusunun hala asikmisiniz yoksa sevgi aliskanligina mi tutuldunuz?Belki de bilim adamlari haklidir...
Yine de ask goreceli bir kavram bunlar sadece benim fikirlerim...

7.GELENEKSEL LINK EKLEME FESTIVALI

7.GELENEKSEL LINK EKLEME FESTIVALI
Bugun biraz link ekleyelim bakalim neler cikacak;

Nagish; yazdigi yorumlardan ismini gorenler vardir.Kankim olurlar kendileri, bir mail grubunda ayni semtte oturdugumuzu fark etmemizle birlikte basladi dostlugumuz ve zamanla cok yol katettik. Ismi Erenay olan ama benim kisaca "biblo" dedigim bir oglusu var. Su anda ayni sehirde olamasak da hamilelik gunlerimiz de, bebislerimizi kucagimiza aldigimiz gunlerde, sikintili oldugumuz gunlerde, mutlu oldugumuz gunlerde birbirimizin hep yanindaydik. Birbirimize destek olduk ve guzel bir dostluk kurduk. Umarim uzun yillar devam eder.
Aslinda anlatacak cok sey var bu dostlukla ilgili ama buraya sigmaz.
Blog blog diye diye onun da basinin etini yedim ve oglu Erenay icin blog hazirlamaya karar verdi. Blogunu hazirlamasini bekledim, yazilari yazmasini... resimleri eklemesini... sonra cicili bicili resimler koymasini :), e artik zamani geldi sanirim kankimi de linklerime eklemenin...

Gul; her zaman bahsettigim guzelbebekler grubu sayesin de tanistim ve cok sevdigim bir arkadasim.
O da blogdan epeyce bahsetmeme dayanamayip kollari sivadi ve ortaya guzel seyler cikardi. Onun da dunyalar tatlisi, "zuzu" diye sevdigi bir Ece' si var. Ece' nin neler yaptigini okuyabilirsiniz blogunda.

Sardunya; biri kiz biri erkek olan iki guzel cocugun annesi ve guzel seyler yaziyor incelemenizi tavsiye ederim

Yasemin; bir suredir takip ettigim bloglardan birtanesi annelog' un linklerinde gorup incelemistim ve hosuma gitti, onun da Cem adinda yakisikli bir olgusu var.

Ferah ve Damla; bir aksam webstats4u incelerken beni linklerine eklemis oldugunu gordum tesekkur ediyorum kendisine, Damla isimli bir kizi var uzun omurler diliyorum...

Sevilay; oglu Samet icin hazirladigi bir blog ama herseyden biraz var keyifli bir blog...

Evet bu seferlik de bu kadar, bir link ekleme festivalini daha bitirdim, aferin bana, yeni bloglar kesfettikce yine burda cigirtkanlik yapacagim :)

Wednesday, January 18, 2006

KISA KISA....

KISA KISA...
Upuzuun bir tatil gecti ve ben hicbirsey anlamadim... Bayramin 2.gununden bu yana hastaliklarla ugrastik. Once esimde baslayan hastalik, Oglusuma ordan anneme ve en son da bana gecti.Uzun zamandan beri boyle hasta olmamistim. Uzerimden kamyon gecti sanki, canim surekli yatmak istedi ama yatmakta care olmadi, neyseki pazartesi gunu herkes doktora gitti, ilaclandik cok sukur simdi kaportalari duzelttik:)
En zoru da oglusumun hastaligi oldu. Huysuzluk dizboyuydu gece 4' lere kadar uyumadi, yemek yemedi, oynamadi surekli aglamak istedi. Tikanan burnu icin bize kizdi aglama nobetleri gecirdi ama cok sukur o gunleri atlattik...
En buyuk sansimizda lambamcinimin burda olmasiydi. Bizimle cok ilgilendi, ihlamurlar kaynatti, yemek yapti ve meyveler soyup onumuze kadar getirdi, annemle hastalik yuzunden kolumuzu kipirdatacak halimiz yokken oglusumla ilgilendi. Buradan tekrar tesekkur ediyorum iyi ki varsin guzel hemsiremiz:)
Hastaligin haricinde karsi komsumuzla komsuluk iliskilerimizi pekistirdik, birbirimize gidip geldik, bol bol gulduk hos vakit gecirdik.
Shopping tv diye bir kanal kesfettim ilginc geldi bir sure onu izledim. Bi urun gosteriyorlar tanitimini yapiyorlar 444 80 90 no.lu telefonlarindan ya da www.shopping.com.tr internet adresinden siparis verebiliyorsunuz. Urune talep oldukca fiyat dusuyor "acik eksiltme" diyorlar adina ve sinirli sayida ki urun satilip olay bittiginde herkes fiyat bakimindan en son dustugu meblagdan odeme yapiyor.
Haberleri takip ediyorum da kus gribi almis basini gidiyor gecen sefer ki "erken mudahale hayat kurtarir" ilkesini bu defa basaramadik sanirim. Cahillik yuzunden hastalik hizla yayildi umarim olumler bu kadarla kalir.
Ayri kaldigim bu zaman icerisin de blog dunyasini ve yazabilmeyi cok ozledim.Insalla uzun bir sure hastalik olmaz hatta hic olmasa da olur ama bu imkansiz birsey sanirim:)

Thursday, January 05, 2006

SOBELENDIM


SOBELENDIM
Sevgili Damla ve Asli tarafindan sobelenmisim. Is basa dustu yazmaya baslayalim, bakalim Oglusum hayatimiza girince neler neler degismis...

Hayatimin hicbir donemi bu kadar anlamli olmamisti. Daha onceden bahsetseler bu kadar derin duygular hissedecegimi tahmin edemezdim...

- Tugkan dan once devri kapandi, Tugkan dan sonra devri basladi ve evde Tugkanin kurallari konuldu ve herkes bu kurallari seve seve yerine getirdi. Eve gelen herkese misafirlere de Tugkan kurallari ogretildi
- Cok sevdigim sus esyalarim annemin deyimi ile incik cinciklarim Tugkanin ulasamayacagi yerlere kaldirildi, sehpa gibi zararli mobilyalar da evin gorunmeyen koselerin de yerlerini aldilar.
- Benim kisiligim tamamen degisti, kolay kolay aglayamayan ben, ozellikle cocuklarla ilgili kotu haberler de gozyaslarimi tutamaz oldum.
- Degisik becerilerimiz gelisti, ses yapmamak icin parmak ucunda yurume, gicirdayan kapilari yaglama ustaligi, en kisa surede tuvalet ihtiyacini giderme, sesi kisik tv izleme dolayisiyla ufak seslere duyarli supersonik kulaklar, uyurken kendini aglma sesine programlama ve en ufak bir ses de ziplayarak uyanma, Tugkan kucaktayken sofraya oturdugumuz da catali gozune batirmamasi ya da yemegi ustune dokmemesi icin el cabuklugu
- Marketler de oyuncak reyonlarin da uzun uzun kaliyoruz artik hatta uygun olanlari deniyoruz bile. Her hafta Toy s R Us ziyaretlerimiz basladi.
- Sosyal hayattan bilerek ve isteyerek hatta mutlu bir sekilde vazgectik hala kucuk bir varligin tum bunlari yapabildigine sasiyorum, iyi ki varsin oglusum. Hayatimiz tamamen degisti artik farkli bir kulvar da yarisiyoruz.
- Sizdirmayan bebek bezi, kansorejen olmayan+besleyici yiyecekler ya da mamalar, dogru oyuncak secimi, cocuk psikolojisi ve egitimi, en uygun giysiler gibi konular da iyi bir arastirmaci-karistirmaci olundu.
- Kucuk bir pirt in, pirinc tanesi kadar bir disin, acemice soylenen "anne" kelimesinin, fazladan yenen bir kasik yemegin, aylik kontroller de alinan 1 gr in ve 1cm uzayan boyun bir insani ne kadar mutlu edebilecegini ogrendik.
- Derinden sevmeyi, boyut olarak kucuk bir insanin hayatimiz da ki degerinin ne kadar buyuk olabilecegini, ondan bahsederken gozlerimizin nasil parildadigini gorduk.
- Oglusum dogana kadar birer es ve ailemizin kizi/olguyduk simdi anne ve babayiz en buyuk degisiklik de bu hayatimiz da.

Bize annelik ve babalik duygularini tatdirdigi icin Oglusuma binlerce kez tesekkurler.Umarim hic ayrilmayiz ve hayatimiz da yeni hosluklar yaratir...


Sevgili Ipek tarafindan da yapma! ve etme! ler konusunda sobelenmisim;

Bizim evde su an en cok tekrarlanan 5 uyari;

- Tugkan isirma, hayir Tugkan, isirma annecim op emi...naptin Tugkan yaa...
- Tugkan firin sicak elleme... e ben sana demistim
- Tugkan priz ciss sakin oynama... kime diyorum acaba...
- Tugkan kumanda kendinden gecti artik yere atma (demeye kalmadan kumanda yerde toz sekeri gibi dagilir)
- Tugkan cimcikleme...Yoncaa Tugkanin tirnaklarinin kesilme zamani gelmis



Evet benden bu kadar, bir dusunelim bakalim; Ben de Nagish i, Sevil i, ablami, gulo yu, yapragi ve daha onceden sobelenmediyse Ece yi sobeliyorum...

Monday, January 02, 2006

KURU FASULYELI PASTA VE YILBASI UZERINE BIR YAZI

KURU FASULYELI PASTA VE YILBASI UZERINE BIR YAZI
Yilbasi yilbasi dedik o da gecip gitti iste. Halamlara misafir gelecegi haberini duyunca bizim yilbasi planlarimiz suya dustu, annem, babam, kardesim, oglusum ve esim bizbize bir yilbasi gecesi oldu. Hatun kismisi kafa kafaya verip bizbize olsakta ozel bir sofra hazirlamaya karar verdik. Herkes yapabilecegi seyleri soyledi. Ben arkadasim Yaprak' in mail grubumuz da ballandira ballandira reklamini yapmasi uzerine cerkez tavugu, isyerin de cok sevdigim ablam Aylin ablanin verdigi tarif uzerine kuru fasulyeli pastayi ve rulo kofteyi yapmak uzere kollari sivadim.
Once pastadan basladim yapimi cok zevkli, daha onceden denemeyenler varsa tarifi ise soyle;
2,5 su bardagi kuru fasulye aksamdan suda birakiyoruz ya da uzun sure kaynatiyoruz.
3 yumurta
2 su bardagi seker
2 su bardagi dovulmus ceviz ya da findik ici
Tarcin
Vanilya
Galete unu
Sosu icin;
2,5 su bardagi sut
Cikolata sosu
Oncelikle kuru fasulyeleri rondodan geciriyoruz. Diger butun malzemelerle bir kapta karistiriyoruz. Diger taraftan yuvarlak bir borcami yaglayip uzerine galete ununu serptikten sonra karisimi dokuyoruz ve firinda pisiriyoruz.
Cikolata sosunu arkasinda yazan tarife gore hazirliyoruz. Pisirdigimiz pasta ve cikolata sosu ilik olunca dokuyoruz. Puf noktasi her ikisinin ilik olmasi...
Degisik bir lezzet yerken kestaneli bir pasta yediginizi saniyorsunuz, mutlaka denenmesi gereken birsey diye dusunuyorum, ozellikle yeni tadlari denemekten hoslananlar icin ideal...
Buradan da , yazilarimi okuyup begendigini soyledigi ve bu guzel tarifi benimle paylastigi icin Aylin ablaya cok tesekkur ederim.
O aksam herzaman oldugu gibi televizyon da izlemeye deger birsey yoktu, bir ara ntv' de Okan Bayulgen' in programini izledik.
Diger yillardan farkli olarak Damla nin bereket getirsin diye yaptigini soyledigi nar patlatma olayini gerceklestirdim. Ben kapinin onune inmeye usenip balkon da yaptim, goren olursa ne dusunur acaba diye dusunup gulmekten de kendimi alamadim :)
Nisan ayinda 30' ma merdiven dayiycam, baska bir deyisle uc otuzluk deviricem, klasik bir laf olucak ama zaman hizla gecip gidiyor. Halamin kiziyla evcilik oynamak icin babannemin evini dagittimiz gunler, anneannemin evin de duydugum guguccuk kuslarinin sesini duyup mutlu oldugum gunler, okul ne zaman bitecek dedigim gunler, cocuk olmanin verdigi rahatlikla taktigim toz pembeli gozluklu gunlerim sanki daha dun yasanmis gibi taze ve canli...
Ama insanin sevdikleri yaninda ve mutluysa buyumek de guzel, kulaginiza gelen eski bir muzik parcasi hatiralari canlandirip tatli tatli tebessum ettirebiliyorsa yuzunuz de, gecen gunleri bosa yasamamis demektir. Zaten ne kaliyor ki yanimiza hos hatiralardan baska....

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails