Friday, May 25, 2007

karman çorman

Yaziya basladim ama oyle anlatacak sabit bir konumda yok her telden biseyler olacak sanirim hadi hayirlisi bakalim:-)
Bu aksam uzun zamandir bekledigim Karayip Korsanlari-Dunyanin Sonu filmine gidecegim bir aksilik olmazsa tabi onun icin cok heyecanliyim.
Ozelliklle sinemada izleyecek olmam da ayrica bir heyecan konusu kendimi bir filmin galasina katilacakmis gibi hissediyorum nedense, yok yok kesin beni bu havalar carpti :-)
Hava demisken yaz da gelmedi bir turlu, dun aksam gazeteyi okurken gozume carpti son 80 yilin en sicak yazi olcakmis sanki gecen senede boyle birsey demislerdi de topu topu 10 gun yaz olmustu bizim burda :-)
Aksam gazeteyi okurken gerildikce gerildim bir Stephen King kitabi alip okusam daha az gerilirdim herhalde. Insan olarak bile vasiflandiramayacagim cani ruhlu bir yaratik 6 yasinda ki kiz cocuguna tecavuz edip oldurmus, o kadar cok soylecek sozum var ki bu konuda diger yandan bu sozlerin hepsi birden dokulmek istedikleri icin ortaya, toparlayip anlasilir cumle haline getirmek cok zor.
Aklim almiyor boyle birseyi nasil yapabilmis, ne dusunmus, baska bir dunyada mi yasiyor, kimse tutup insanligi ogretmemis mi, ailesi nasil, onlarin insanliktan haberi yok mu boyle bir evlat yetistirmis yoksa bu dogustan gelen bir kusur mu yapacak birseyleri yokmuymus, tedavi ettirmemisler mi gibi bir suru ama bir suru cevaplanamayacak kisir dongu sorulari dolaniyo kafamin icinde, dusunmek istemiyorum ama bir nokta da yine dusunurken buluyorum kendimi.
Boyle birsey olunca hep soyluyorum Jennifer Lopez in Hucre filmi geliyo aklima. Psikopat katilin beynine girip insanlari oldurme nedenini ve sakladigi son kurbanini bulmaya calisiyorlardi. Adam cocuklukta babasindan gordugu siddet uzerine ruh durumu bozulmus ve kendine ait bir
dunya yaratmisti.
Yaptiklarini da kendi dunyasindan esinlenerek yapiyordu.Yani bu tur olaylarda kisilerin aileleri ve yetistirilme tarzindan buluyorum sucu cogunlukla ve bir cocuk yetistirirken anliyorum bu isin ne kadar ince, hassas bir konu oldugunu. yaptiginiz her davranis onda birseylerin sekillenmesine yol aciyor ve bir zaman sonra olaylara karsi gosterdiginiz tepkilere dikkat etmeye basliyorsunuz.
Cunku siz artik bir idolsunuz iste bu konuda ailelerin bilinclendirilmesi gerek diye
dusunuyorum. Ama maalesef ulkemizde bu tur egitimler gereksiz goruluyor ya da daha elit tabakaya yonelik faaliyetler surduruluyor.
Insanlara ogretilmesi lazim; cocuklar bizim gelecegimiz, dunyaya gelmeyi isteyip istemedikleri sorulmadi ya da sahip oldugu aileyi secme sansi verilmedi, onun icin gozumuz gibi bakip korumaliyiz, hayatla basa cikabilmeyi ogretmeliyiz, kisiliklerini bozacak sacma davranislardan vazgecmeliyiz ne bileyim aklima gelen sey dayak oluyor bu konuda....
Sonra calistigi bankanin parasi ile iddia turu birsey oynayarak butun parayi kaybeden akilli bir vatandasin haberini okudum.
Bu insanlara ne oluyor anlamiyorum bu kadar mi caresiz bir durumdaydi yoksa kafasi mi calismiyordu cozemedim.
Birde Ankara' da patlayan bomba ile ilgili haberler vardi, gorgu taniklarinin ifadelerini yazmislar, cocugun birisi yanimda duran amcanin kafasi koptu demis bu kadarini bilmek zorundamiyiz diye dusunuyorum bazen yani o sahneyi canladiriyorum da gozumun onunde zaten garip olaylarin bolca bulundugu bir ulkede yasiyoruz paranoyak olmamiza ramak kalmis durumda bir de
boyle haberler okuyunca iyice karamsar oluyorum.
Kendime gelene kadar gazete okumamaya karar verdim :-)
Oglusumdan bahsedeyim biraz, gecen gun isten eve gelince bana nasil dustugunu anlatiyor;
- Yonca dedemin yaninda arabamla oynuyodum (yere oturuyor olay anini anlatmak icin), boooyyleee suruyodum(klasik kurbaga oturusu ile yana dogru egilerek arabayi surme hareketi) sonra boyle kafa ustu dustum (bu asamada yere yatar ) ve beni kahkahalara bogan son cumleyi soyler, iste boyle dustum Yonca ne halim varsa gordum....:-)
Tabi ben birkac kere tekrarlattim --ne halim varsa gordum-- kismini...
Dunde yine isten geliyorum zat-i sahanem balkondan bana bakiyo
-Yoncaaa beni opme bana sarilma
-Peki oglum oyle olsun
O sirada bahcede ayni sitede oturdugumuz ama hala bize gelmeyen komsularimizdan oglumla yasit kizi olan komsu sitenin bahcesindedir kucuk kizsa cimlerin ustunde yanindan gecerken
-Yoncaaa bak o benim arkadasim hani orda duruyoya yanindan geciyosun...
-Oylemii ne guzell, oglum bunlar evimize bile gelmediler eminmisin arkadas olduklarindan diyorum icimden tabii :-)
Tabi kucuk kizla tanistiklari oynadiklari falan yok zat-i sahanem hayal kuruyo yine, su eve tasinali Mayis ayinda 1 sene oldu bizim komsular hala bana gelcekmis sayikliyorlar
-Ay size de gelemedik, su kisisi yazliktan donsun gelicez
-Hep beraber toplanamadik gelcez ama,
Utanmasalar ibibikler oter otmez ordayiz diyecekler, yahu savasami gidiyorsunuz tek tek gelin nolcak adam yemiyorum ben evimde, artik gelicez dediklerinde guluyorum sadece yakinda dedikodum cikar, yeni gelen hic misafirperver degil gelicez diyoruz sadece guluyo davet etmiyo en iyisi gitmeyelim diye, insanogluna yaranmak mumkun mu? tabi ki hayir...
Neyse gelene kapimiz acik, buyursunlar gelsinler gelmek istiyorlarsa...
Ne karisik bir yazi oldu toz sekeri gibi dagildim resmen :-)

Monday, May 21, 2007

konumuz muzik

Zaman zaman muziksiz bir hayat nasil olurdu diye dusunuyorum da dusunmesi bile korkunc geliyor :-)
Benim icin muzik hayata anlam katan onemli seylerden bir tanesi, Ally Mcbeal dizisini izleyenler hatirlayacaktir terapisti kafasinda surekli calan bir fon muzigi secmesini onermisti ve ne zaman ruh durumu kotuye gitse fon muzigini kafasinda caldirip havasini degistirmeye calisiyordu. Keske dunyada surekli calan bir muzik kaynagi olusturulsa sabahlari hareketli muziklerle yataklarimizdan kalkip gune baslasak, oglenden sonra yavas yavas ritm dusse ve gece soft muzikler calsa belki bircok kisinin hayata bakis acisi degisirdi daha mutlu daha umutlu bakan insanlar olurduk.
Bu konuda buranin Devlet Hastanesi bashekimini kutluyorum, hastaneye girdigimizde insani dinlendiren bir muzik duyuluyor haporlorden hasta oldugunuzu unutup muzige kaptiriyorsunuz kendinizi.
Tabi muzik sevmeyenleri de dusunerek tum dunyaya muzik dinletmek yerine walkman ile dolasmak gibi kisisel cozumlere de basvurabiliriz :-)
Bugunlerde listemde donup donup dinledigim parcalarin basinda Helldorado' dan A drinking song var ki dinlemenizi siddetle tavsiye ederim insani alip baska dunyalara gotururur, butun sıkıntınızı , kederinizi unutturur farkli bir ruh haline burundurur, bir sarki bu kadar mi guzel olur dersiniz :-)
Yine Outlandish grubunun Callin' U kesinlikle dinlenip kendinden gecilesi bir parca hatta su anda yazarken ben onu dinliyorum :-)
Her ikiside gerek sozleri ile gerekse de muzikleri ile dinleyeni alip baska diyarlara goturen parcalar bence...
Birde yine yabanci parcalardan severek dinledigim Jennifer Lopez' in yeni parcasi Qué Hiciste favorilerim arasinda yerini almis durumda..
Turk parcalar cephesine baktigimda sevgili izlekler basta Pamela' nin Romantik filmi icin yeniden yorumladigi Veda Busesini gormekteyiz.
Bu arada --sevgili izlekler-- lafi bir zamanlar Show tv' de 5 te 5 adli programi sunan Oyku Serter' e aitti aklima geldi birden neyse donelim konumuza Veda Busesini herzaman cok sevmistim, duzenlemisler ne iyi etmisler zevkle dinliyorum.
Bunlardan baska Gripin grubunun soyledigi --Boyle kahpedir dunya-- Sagopa Kajmer' den --Baytar-- Cem Ozkan'dan --Dön Bana-- parcalari sevdiklerim arasinda ozellikle --Baytar-- dinledikce bagimlilik yapan, sozlerinin hastasi oldugum bir sarki sozlerine dikkat vererek dinlemenizi tavsiye ederim hatta buraya yazayim tam olsun :-)
Ayrica Yalin' in son albumunde ki --Hersey Sensin-- de severek dinlediklerim arasinda.
Iste bugunlerde listeme takilan sarkilardan bahsettim, sizlerin de tavsiyeleri varsa duymaktan memnun olurum.
Bol muzikli gunler dinlerim ve muziginiz hic eksik olmasin :-)

bu dilden firar eden her söz,yaydan çıkmış ok gibi
sözler bazen bir hazine ,bazen dermansız bir derttipi,
geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz,
gelmemiş yarındanhep mi şikayetçiyiz biz?
aklımın ipinin ucu da kaçmış,timsah katreleri boşalsın.
bir iki damla hiç değersiz...
hüzün ve kaderin pençesinde bir dev ,
nam-ı değersiz.gece-gündüz ömürden yontar ,dünya dönmez yaremsiz.
bugün ömür yarım gün...serbest kalsın fikrim.
senin tozlarını silemez tenimden ellerim.
varlık ruhu terkeder,gözün gözümden ayrılınca,
bendeki aşk altın misali,ağırlığınca.
sensiz benlik yokluk demek,kalbim sana emekçi.
aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi.
başım sarkık,bir mahalsiz.cümle yolumun önüne taş.
dudaklarını kadehe nikah eden çakır keyif dertdaş.
gören der ki; ''sel ağzına bina yapmak aptal işi''.
yel eserse kırmaz dişimi,kalp bir körse görmez birşey..
saniyeler dakikalarla yapar alışverişi.
saatler seni alır benden.korkarım olamaz gelişi.
hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir.
afitap sönük bir mum,ayrılık hain bir zehir.
melek yanında yüzünü saklar,felek yüzüme kaş çatar.
bir tek bu hüznü sen boğarsın !...ipek tenin derime batsın!...
rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım.adınla uyanır kulaklarım.
yüzünle açar göz kapaklarım.
en güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım.
odamın hayaletisin,sessizliğine aşığım..
derdime çare,baytarım yok.dengeme destek ,tut ki durayım.
safak güneşin fermanı,geçer acı-tatlı sayılı zamanınsancısı.ama...
melek bir yandan,şeytan bir yandan.
başım zindan yokluk var ,bu kaçıncı şikayetim bilmem.
kafamı duvara yasladım,omuzların yanımda yok.
ahbaplar maymun iştah sahibi,benim içim senle tok.
yok ki gücüm...belki devler ülkesinde bücürüm.
sessizliğinle gelir hüznüm,yokluğunda gömülü ölüyüm.
bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim.
yalnızlığıma küfrederim sensiz halden müştkiyim.
ilelebet de dönmez olsan bil ki yalnız nöbettteyim.
hatalarıma savaş açtım,hergün farklı kefendeyim.
hayat günü defter yaprağı,hazan gelir dökülür.
gelirken ne getirilir ki,giderken ne gotürülür
dertle anlaş deva bul,üzüntü kalbi sömürür.
yüzüne baktığım her an ,cennetten bahçe görülür.
gülüş neşem değil,gönül bucaklarımda harabeler.
bu hilekar tavırla geçer fena saatler.
seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değilller.
aşk ilinde bir tarafta cüceler,diğer yanda devler.
(Sagopa Kajmer-Baytar)

Wednesday, May 16, 2007

spiderman 3 ile sinema keyfi

Spiderman 3 filminden bahsetmek istiyorum size, oncelikle soylemem gerekir ki spider fobim var oyle ki Turkcesini bile soylemeye ve duymaya tahammulum yok, duyunca huylanip kasinmaya basliyorum gulmeyin :-(biraz ilginc bir tepki geliyodu bana ta ki kankam dedigim arkadasimla tanisana kadar cunku onda da ayni tepkiler var.
İki spider fobili insan mutlu mesut gecinip gidiyoruz su dunyada aslinda fobimi soylemekten yana degilim pek, yurdum insani bir ilginc, spiderdan korkuyorum desem alip gozume sokarak duyarliliklarini gostermeye calisanlar olacak ama siz yabanci degilsiniz :-)
- Korkunun ecele faydasi yoktur
-Korkunun ustune gideceksin ki onu yenebilesin diye de bir suru nutuk da cabasi...
Neyse filmden bahsedicektim ben degil mi? :-)
2.bolumu izlememis biri olarak filmden birsey anlamamaktan korkmustum ama korktugum basima gelmedi.Benim gibi bol efektli filmleri sinemada izlemeye hevesli biri icin bulunmaz hint kumasi kivaminda bir filmdi.
Yanliz daha onceden ben mi farketmedim yoksa bu bolumde mi dozu kacmisti bilmem ama az daha ugrassaymislar komedi filmi olacakmis gibime geldi.
Ozellikle spidermanin uzerine yapisan siyah yaratik nedeniyle kendini farkli hissetmesi, butun hatunlarin gozlerinin uzerinde olmasi, sokakta yururken yaptigi hareketlerin oldugu sahnelerde gulmekten oldugumu soylemeliyim.
Hayir karizma hissettigi anlarda bile yuzunde cocuksu bir ifade oldugu icin adam ne yapsa karizma olamadi, sinema salonunda bulunan cocuklarin da bu sahnelerde kahkaha krizine girmeleri ayri bir senlik havasi katti :-)
Filmde anlamadigim seyler de oldu tabi mesela kumadamin dustugu cukurda molekullere ayirma deneyi yapiyorlardi iyi de neyi molekullerine ayiriyorlardi hadi onu gectim kizinin verdigi kolye neden molekullere ayrilmadi?
Gerci cok da mantik aramamak lazim sonucta fantastik dunyada gecen bir konusu var...
Konusunu ozetlemek gerekir ise; saskin kahramanimiz Peter Parker sevdigi kizi elde etmis ve yasadigi sehirde bir kahraman olarak kabul edilmistir ancak bu pohpohlanmanin verdigi sarhoslukla herseyi yuzune gozune bulastirir.
Sevdigi kizi en yakin arkadasina kaptirir ve kumadam-venom ikilisiyle ugrasmak zorunda kalir.
Sonra akli basina gelir sonunda ama hicbirsey eskisi gibi degildir.
Gorsel yani goz doyurucu izlemeye deger bir film oldugunu dusunuyorum.
Film aralarinda fragmanlari gosterirken Karayip Korsanlari-Dunyanin Sonundan da bolumler izledim ve 25 Mayista gosterime giriyormus mutlaka izlemek istiyorum.
Sinema da film izlemenin tadi bir baska oluyor ayri bir keyif veriyor insana.
Kisacasi bu tur bol efektli filmlerden hoslaniyorsaniz gitmenizi tavsiye ederim.
Keyifli seyirler...

Sunday, May 13, 2007

anneler gunu uzerine


Yine bir anneler gunu ve anne olarak kutlayacagim 3.anneler gunu bu sene... Zaman nasil da akip geciyor ve o kadar ilginctir ki gunler gecmez saniyorken biraz soluklanmak icin durup da arkamiza baktigimizda ne kadar cok yol aldigimizi anliyoruz...

Bu sene ki anneler gununde annem kilometrelerce uzakta ve onu cok ozledim. Anne olunca anneler degeri daha cok anlasiliyor degil mi? Yavrunuza her baktiginizda iciniz titrediginde, bogazindan bir lokma gecince kendi midenize gitmis gibi sevindiginiz de, hergun calismak icin evden ciktiginizda kalbinizi onunla beraber biraktiginizda, hasta oldugu geceleri sabaha eklediginizde, bir damla gozyasi icin tum dunyayi yakip kavuracak gucu kendinizde buldugunuz da, yuzunde ki gulumseme ile dunyalari size verdiginde, annesi oldugunuz icin size deger verdiginizi bilip gururlandigimiz anlarda annelerimizin bize her baktiginda o guzel yureklerinde neler hissettigini daha iyi anliyoruz...

Anne kavrami ne kadar kutsaldir hayatimizda, buyuyup kocaman insanlar oldugumuz da bile birsey degismez. Her daim varliklarini ozleriz, yanlarinda kendimizi guvende hissederiz.

Baska kim dunyaya gozlerimizi actigimiz andan itibaren bize kosulsuz sartsiz gonullu olarak hayati ogretme yukunu alir ki?

Annemin sabrina herzaman hayran olmusumdur. Kucaklasmayi pek sevmese de kalbinin sevgi ile carptigini bilirim:-) Bir derdimiz oldugunda, yuzune bakinca bizden cok uzuldugunu anlarim. Bana gore dunyanin en tatli, en sevgi dolu, en endiseli, en duygusal, en ozel, en guzel, en fedakar, en sabirli, en duyarli ve en annesidir benim annem :-)

Aramizda mesafeler olsada kalplerimiz bir biliyorum canim annem iyi ki varsin anneler gununu kutluyorum....

Yuregi sevgi dolu tum ozel ve guzel annelerin, anneler gunu kutlu olsun...

Wednesday, May 09, 2007

zamane cocuklari

Kis gidiyo, yok geri geldi derken bugunku havaya bakinca yaz sonunda geliyor sanirim. Yaz mevsimi gibisi yok, kat kat giyinmek zorunda kalmiyoruz, soguktan titreme derdi yok, hastaliklar kis aylarina gore daha az oluyor ve cocuklari olanlar ne demek istedigimi anlamislardir:-)
Cok sukur biz bu sene pek hasta olmadik gecen sene ev halki aramizda hastaligi paslasiyorduk saolsun hic eksik olmadi hic yanliz birakmadi bizi..
Ozelikle cocuklarin hastaliklari hicbirseye benzemiyor. Bosuna dememisler --hasta olduguna degil huyunun degsitigine yanarim--- diye.
Neyse hastalik gibi sevimsiz bir konuyu birakalim oglusumun beni sasirtan sozlerinden bahsetmek istiyorum biraz.
Oglumda bir cene bir cene sormayin gitsin, anne baba cok konusmaz bu cocuk kime cekmis boyle bilmiyorum.
Gecen gun keten bir ayakkabi begendim magazalarin birinde Winnie the Pooh kahramanlarindan ayi Winnie var ustunde, hosuna gidecegini dusunerek ayakkabilari kaptigim gibi eve geldim, biraz inceledi ama hic yorum yok, --ee oglum begendin mi ayakkabilarini?-- diye sordugumda aynen cevap su -- oldukca guzel...--
Gecen aylardan birinde de arkadaslarla kahvalti yapiyoruz 4 yasinda bir cocugu anlatiyorlar, annesine yaptigi birseyden oturu -- bu davranisini tasvip etmiyorum-- dedigini soyluyorlar bizimki ise soyle cevap veriyor --sasirtici--
Arabalar (cars) cizgi filmi favorisi sıkca izlediklerinden artik replikler kapmis, geecn gun evde arabasini surmek uzere bindiginde babasina --piston kupasin da gorusuruz evlat-- diyerek bizi guldurmustu, yine ustunu giydidirken Ciftlik Hayvanlarindan alinti yaparak --birak o tavugu--demesi ise baska bir alemdi.
Dusunun bir kere sizin nerdeyse 3 de 1 boyutunuz da bir canli, ortalikta dolasiyor, kendine ait fikirleri var, kendine ait zevkleri var, ogrenmeye her zaman aciklar, yeri geliyor sizin kullanmadiginiz kelimeleri kullanarak sizi sasirtiyorlar bundan guzel birsey olabilir mi? (Bu kisim cocuk sahibi olmayi dusunupte hala karar veremeyenler icin bir reklam di umarim yardimci olabilmisimdir :-))
Dunyaya geleli 33 ay olmus bir cocuk gunluk hayatta pek sık kullanmadigimiz bu kelimeleri nerden duyup da hafizasina kaydediyorve uygun zamanlarda o minik dagarcigindan cikarip soyluyor bazen aklim almiyor, zamane cocuklari bir harika oluyorlar, firtina gibi bir nesil geliyor. Oyle eskiden bizi kandirdiklari gibi -seni leylekler getirdi yavrum--, -- kahve isme kararsin-- masallarina kesinlikle inanmayacak bir nesil..Etrafima bakiyorum da hepsi cok bilincli...Napicaz, nasil basa cikacaz hic bilmiyorum...

Friday, May 04, 2007

Aksam gezmeleri ve yeni tatlar...

Carsamba gunu isyerinden arkadasim beni ve birkac arkadasimi evine davet etmisti.Cay vaktine sira gelince masaya konanlara hyretle bakmaya basladim ve hemen fotograf makinami elime alip bu guzelligi paylasmam gerektigini dusundum.

Arkadasimin kayinvalidesi tabir yerindeyse dokturmustu :-)
Hem gorsel ve hem lezzetsel bir solen yasadim arkadaslar buradan birkez Hatice Teyze buyuksun diyor ve ellerinden opuyorum.

Bu kadar mi ozenle yapilir birsey bu kadar mi albenili olur...
Eee bize de bu guzelliklerin tadindan bakma gorevi dusmustu severek bu gorevmiz yerine getirdik tabi ki :-) Arkadasimin kizi Gulcin de gonullu modellik gorevini ustlenince degmeyin keyfime ben fotograf cekerken kendimi kaybetmisim :-)


Simdi o aksamdan size iki tarif yazmak istiyorum.Birini simdi yazip digerini baska bir post'a saklayacagim (yasasin kotuluk :-))

Cicegi burnunda hamile, o bir erkek annesi arkadasima tarifini sordugumda aynen sunlari soyledi oldugu gibi yaziyorum buraya.

Malzemeler:
1 paket misir gevergi (500 gr)
3 corba kasigi tereyag
3 corba kasigi bal
5 paket Metro marka cikolata

Once tereyag ve bali bir tencereye koyup ocakta eritiyoruz. Eriyen karisimin icine metrolari ufak parcalara bolup ekleyerek erimelerini sagliyoruz. Bu karisimin isi tamamdir ilinmak uzere bir kenara koyuyoruz.

Karisimimiz ilininca icine misir gevregini karistiriyoruz ama bir paket misir gevregi cok geliyormus birazini ayirinca daha iyi bir kıvam oluyor dedi. Karisimin ilik olmasinin nedeni misir gevreklerinin sicaktan sekilerinin bozulamasini engellemek.

Sonra bir kahve fincanina hazirladigimiz karisimdan koyup kucuk kek kagitlarina ters cevirerek sekil veriyoruz.Cok degisik ve guzel bir lezzet denemenizi tavsiye ederim.



Fotograf cekmeye agirlik verince uzun zamandir pasta-borek yapimi ile ilgilenememistim en sık yaptigim sey Tiramusu olmustu bu zamanda hem kolay hemde hafif olmasi nedeniyle buzdolabindan nerdeyse pek eksik olmuyor.

Wednesday, May 02, 2007

Nerden nereye.....

Cnbc-e de yakin zamanda baslayan Heroes adli diziyi izleyen var mi aranizda bilmiyorum ama yayinlanmaya basladigindan bu yana esimle Pazar gunlerimizi bu diziye gore planlar olduk..
Saat 21:00 den sonra evde hayat duruyor, gezmeye gidilmisse o saate kadar donuluyor, mumkunse Pazar gunleri misafir kabul edilmiyor :-)

Hergecen gun kotuye giden dunyamizi goz onunde bulundurursak boyle fantastik konulu diziler ve filmler daha cok ilgimizi cekmeye basladi sanki, hani belki gunun birinde tum bunlar hayal olmaktan cikar ve butun kotuluklere karsi savasabilen dogaustu kahramanlar cikar ortaya diye mi bekliyoruz nedir anlamadim...

Ama bir dusunsenize ozel guclere sahip bir kahramansiniz, soyle tek barmaginizi oynattiginiz zaman yer yerinden oynuyor, kotulukleri hissedip mudahale etme yeteginiz var, dunyada ki butun muhtac cocuklara kol kanat germissiniz hersey tozpembe... biri beni cimdiklesin fazla hayal kurmaya basladim.

Gecen hafta izinliydim ve oglusumla dolu dolu bir hafta gecirdik. Durup durup "hadi sarilalim, seni cok seviyorum" deyip beni mest etti.

Sabahlari Jetix kanalinda Witch(sanirim adi boyle, yamuluyo olabilirim) diye bir cizgi film var onunda muptelasi olmustum. Sanirim lise caglarinda olan 5 kiz var ve bazi yetenekleri var kotuluklere karsi savasiyorlar, buyuyup kocaman oldum ama cizgi film izleme sevdam gecmedi ve gecmeyecek gibi. Oglusumuza aldigimiz cizgi filmleri esim ve ben gozumuzu kirpmadan izliyoruz oyle ki gecen gun aldigimiz Parti Hayvanlari adli cizgi filmi izlerken oglusum sıkıldı ve kapatmak istedi biz resmen yalvardik nolurr kapatma izleyelim diye annemde " cizgi filmi cocuga mi yoksa kendinize mi aldiniz?" diye dalgasini gecti tabi:-)

Gelisen teknoloji ile birlikte cok guzel cizgi filmler ortaya cikti izlenmeyecek gibi degiller herbiri kendine hayran birakiyor ya da bu hissi sadece ben ve esim duyuyoruz ;-)

Bizim zamanimizda bunlar yoktu bi Musti(Hello Kitty) vardi elleri top gibi parmak desen bulamazsin ama hala severim, Red Kit vardi agzindan saman sapi eksik olmayan yanliz kovboy, birde Şeker Kiz Candy vardi sanirim sonra Judi ve Uzun Bacak diye boyle enteresan isimli bi cizgi film izlerdik. Cok sonralari sanirim ben o zaman liseye gidiyordum Portakal Yolu (Orange Road) diye bir cizgi film cikardi onuda merakla bekler ve izlerdim.


Hey gidi gunler heyy devir degisti artik gercege yakin goruntuleri olan cizgi filmler yapiyo eloglu...

Bir Heroes dizisinden nerelere geldim.Kisaca diyecegim sudur ki simdiye kadar izlemediyseniz tavsiye ederim :-)

Not:Bu arada sevgili aqua senin "yaz artik" mesajin olmasaydi ben hala acaba yazsam mi yazmasam mi diye dusunecektim sanirim, bir nev-i durtekleme oldu iyi geldi tesekkur ederim :-)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails